DERDE DEVA RANDEVU 1 ve DERDE DEVA RANDEVU 2 KİTAP İNCELEMESİ

mod avatarı

“Demek istediğim, derdin devası belki de aynı derdi üstlenmiş bir kişiyle buluşmakla belirir? Bende bu umutlu ihtimalin tesiriyle, merhum yazarların nabzını tuttum… Kendimce, payıma düşen mirasın bana gösterdiği canlılığı paylaşıma açıyorum. Böylece uygarlığımızı kurtarıveriyorum işte.” diyor Murat Menteş Derde Deva Randevu 1 in takdim kısmında. Bu cümleler seriyi yazma niyetini özetliyor aslında. Güzel ve farklı bu tarz Hakan Karataş’ın çizimiyle daha güzel bir kitaba dönüşmüş.

Derde Deva Randevu 1 kitabında gerek ilk olması gerek içinde barındırdığı o yeni soluk havası kitabın eğlenceli geçmesine sebep oldu sanırım. Birbirinden anlamları cümleleri cımbızla çekip dertleştiği yazarın diliyle bize aktaran Murat Menteş yine kendinden bekleneni fazlasıyla verdi.  Hep uç noktada olmak isteyen yazar tekrar çıkardığı iş ile okuyucuların gözünde bir uç olma başarısını göstermiş gözüküyor.

Derde Deva Randevu 2 kitabında ise, kitabın ikinci kitap olmasından mıdır bilemiyorum fakat bana çok sürükleyici ve ilkesel gelmedi. Yine bu kitapta birbirinden güzel cümlelerle karşılaşıp etkilenmemek elde değil fakat ikinci bir soluk olması biraz arka planda bıraktı sanırım.

Eric Hofer,  “Kesin İnançlılar” kitabında şöyle diyor;

“İçindeki yaratıcılığın gittikçe kuruması nedeniyle yazar, sanatçı, bilim adamı er ya da geç ateşli vatanseverlerin, ırkçılık simsarlarının, kışkırtıcı çığırtkanların, kutsal dava cengaverlerinin saflarına sürüklenecektir.”

Evet burada yazara getireceğim eleştiri bu cümlenin temeli üzerine oturuyor. Derde  Deva Randevu 2 kitabında daha çok politik ve siyasi mesajın olması rahatsız edici bir durum benim için. Siyaseti, politikayı sevmemem bu durumda etken olabilir mi bilmiyorum ama Menteş çoğu yerde odaktan uzaklaşmış otoriteye laf sokma, iğneleme çabasına beyhude girmesi bende bu kanının oluşmasına sebebiyet vermiş olabilir. Bunu da yapıcı bir eleştiri olarak paylaşmak istiyorum. 

Sonuç olarak Derde Deva Randevu serisi Menteş’in farklı bir tarzı olarak hafızalarımıza kazındı o kesin. Serinin devamını bekliyor muyum, açıkçası evet. Ama Murat Menteş’in şimdiye kadar çıkan tüm kitaplarını okumuş biri olarak bu seridense o çılgın romanlarını okumayı tercih ettiğimi belirtmem lazım. Bu serinin yazacağı romanların önüne geçmemesi temennisiyle devam etmesi de okuyucu olarak bizim işimize gelir açıkçası.

  • İlkesel olarak ötekinin mutluluğunu temine gayret edilen yer, medinetü’l fazıla’dır. (Erdemli Şehir)
  • Hayvanlardan farklı olarak, insanın mutluluğu arzuların tatmininden fazlasını gerektirir. Bu nedenle, Mutluluğa giden yolda erdemlerin sağladığı ve müspet hislerimizi perçinleyen meşruiyete gerek duyarız. Toplumsal ve giderek küresel düzeyde insani bir seviye tutturmamız, bu yolla mümkündür.
  • Cehennem paydos etmiş, tüm şeytanlar burada!
  • Eğer bir insan, hem çalışkan hem akıllı iste takdir et; çalışkan fakat akıllı değilse dikkat et; akıllı fakat tembel ise ikaz et; hem akılsız hem tembel ise terk et.
  • Bilgelik çarşısının sermayesi iflastır.
  • Budalalar dünyevi şeyleri zahmetle elde eder, hasetle muhafaza eder ve böylece kendilerini heder eder.
  • Fakat onurlu bir hayatın olmadığı yerde ölüm hakimiyet kurar.
  • Çoğu kimse düşünmekten kaçındığı için sürekli konuşuyor.
  • Seçkin kişi kendini bulmaya çalışır. Küçük insan başkalarını arar durur.
    Seçkin kişi ahlakı önceler, Küçük insan konforunu düşünür.
    Seçkin kişi naziktir ama yaltaklanmaz. Küçük insan yaltaknır ama nazik değildir.
    Seçkin kişi başkalarının hakkını gözetir. Küçük insan ise kendi çıkarına bakar.
    Seçkin kişi manevi değerleri sever, bayağı kimse maddiyatı.
    Seçkin kişi ilkeleri sever, bayağı kimse göze girmeyi.
  • Susmak, insanı ele vermeyen sadık bir dosttur.
  • Camı paramparça eden çekiç, demire biçim verir.
  • Minnet eyleme, ey dost, itaat etme kula. Seni kurtaramaz ki hükümdar, asker, molla.
  • Toplum bireyin üvey annesidir.
  • Toplum, bireyi kayıtsız şartsız bağrına basmaz. Birey tarafından pohpohlanmak ister.
  • Bugünkü toplum, bireye fayda sunmaktan ziyade onu kullanıyor.
  • Her büyük servetin arkasında büyük bir suç yatar.
  • Mağlubiyetteki lütfu görebilmek gerekir.
  • Kendini kınama ve pişmanlık, suçlu bir zihin değil, sağlıklı bir zihin işaretidir.
  • İnsan gençliğinde kalbine ne kadar çok his ve hatıra biriktirirse o kadar geç yaşlanır.
  • Okumak bir dikkat eylemidir. Avcılığa, toplayıcılığa benzer. Kitap, olanca sessizliği içinde bir gayret alanıdır; ona zihninizi ve kalbinizi açmazsanız sizi bir yere götüremez. Okumak, yazarla zihinsel iş birliği içinde olmaktır.

Mücadelenin ve rekabetin ötesine geçin. Böylece benliğinizi bir konsepte dönüştürerek imaj oluşturmak ve markalaşmak yerine, kendinizi gerçekleştirme yoluna girer ve mutluluğa erişebilirsiniz.

Loading

mod avatarı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir