DEĞER

mod avatarı

“Değer”, çoğu zaman bir sonucun değil, bir yıkımın ardından gelen sessiz bir idrak anıdır. Kendini başkasında arayan değil, kendini kaybetmiş olanın sonunda yeniden keşfettiği o iç kapıdır.Bir anahtar gibi düşünün ama öyle her kapıyı açan cinsten değil. Sadece içeriye değil, dışarıya da kapalı bir kapının anahtarı. İnsanın ömrü boyunca önünde durup açamadığı, geçemediği, yalnızca dokunup geçtiği o kapının…

Google’a sorduğumda bu kavram nesneye, insana, fikre yahut bir âna yüklenmiş anlam diye tanımlıyor. Antik çağlarda ise değer, çoğunlukla amaca eşitlenmiştir. Ama bugün, bu tanımın üzerine kapitalizmin dilinden dökülen bir başka yorum daha vardır; Yatırım. Sevgi, saygı, sadakat; hepsi bir tür finansal terminolojiye kurban verilmiştir.

Bu yazıda “değer”i iki ayrı mercekten geçireceğim. Biri kırık bir aynadan; diğeri bir kuyunun dibinden, Hz. Yusuf’un çaresizliğinden. Kısa olacak diyemem. Çünkü yaraları kısa cümleler iyileştirmez.

En sevinçli anınızı düşünün etrafınıza baktığınızda sizinle gerçekten aynı sevinci hissedebilen gözleri neden ararsınız? En sevinçli anında yanında olduğunuz O kişiyi neden ararsınız?   En yıkık anınızı düşünün sizin yıkımınızı hisseden omuzunuzdaki yükü alıp paylaşabilecek birini neden ararsınız? En yıkık anında yanında olduğunuz O kişiyi neden ararsınız? Çünkü his olarak yoğun olduğunuz o zamanlarda ruhunuz bir ayna arıyor. Kendi yansımasını görmek isteyen bir ayna. Tam burada gerçekle çarpışırsınız. Kötü haber aynalar kırık.

Gördüğünüz şey siz değilsiniz, parçalanmış, yamulmuş bir suretiniz. Biraz eksik, biraz fazla, biraz eğri. Ve bu kırık yansıma en çok da içten verdiğiniz değerin karşılıksız kalışıyla acıtır.

Peki, ayna neden kırık?

Bu sorunun cevabını bulmak için antik bir kuyunun başına gitmek gerekir.

Hikaye odur ki Hz. Yusuf çok sevdiği “değer” verdiği kardeşleri tarafından kuyuya atılmıştır. Yusuf en çok kuyudan nasıl çıkacağını değil kardeşlerinin onu neden kuyuya attığını sorgulamıştır. Aynı şeyi sorguluyoruz aslında. Bunca değer verdiğim kişi ( sizin için bunun adı evlat olur, eş olur, kardeş olur, dost olur, anne olur, baba olur ) verdiğim değer karşılığında neden beni kuyuya attı? Cevap veriyorum dostlar çünkü aynalar kırık. Tekrar duymak ister misiniz? Aynalar kırık.

Ama daha derin bir cevap daha var. Ölçüsüz değer. Ölçüsüz değer, bir nevi duygusal israftır. Seni sana rağmen tüketen, karşılıksızlığa dönüşen bir cömertlik hâlidir. Sessizce başlar, kimliğini siler, kişiliğini ezer. Sevgi sandığın şey, kendinden vazgeçişe dönüşür. Seni görünmez kılar. Çünkü sürekli veren biri artık görünmez olur.

Yusuf kuyudan çıktığında Mısır’a sultan oldu. Ama asıl mesele, önce kendi içindeki yıkıntıları ayağa kaldırmasında gizlidir. Değer, kendini başkasında bulmak değil, kendini kaybettikten sonra yeniden bulmanın yollarından biridir. Aynalar kırıksa, kendine dön. Anahtar sende. Kapılar hep içeriden açılır.

Loading

Tagged in :

mod avatarı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir