Wikiden alıntıyla tanım şu;
” Dedublüman ruhçulukta, bedenli bir varlığın, bedenindeki maddelerin bir kısmını demateryalize edip, onları istediği bir biçime sokarak, başka yerlerde ortaya çıkarması” olarak tanımlanır. Daha açık bir deyişle kişinin, aynı anda iki ayrı yerde biri yoğun, diğeri süptil maddelerden oluşan iki bedene sahip olmasıdır. Süptil maddelerden oluşmakla birlikte, dedublüman fenomeninde bu ikinci beden herkesçe görülebilir, hatta elle tutulabilir derecede yoğunlaşmış durumda olur. Teozofik terimle bu, astral bedenin yoğunlaşmış halde görülmesi olarak da tarif edilebilir. ”
Kısaca bir kişinin aynı anda birden fazla mekanda görülmesidir. Ermişler, azizler, keşişler, mistikler, kutsal kişiler tarafından gerçekleştirilebildiği iddia edilmektedir. Tabi ben bunu iddianın ötesinde gerçeklik olarak kabul ediyorum. Hepimiz mutlaka duymuşuzdur inancı kuvvetli aziz bir zatın aynı anda başka yerde bulunuş hikayelerini. Bu hikayeler genel olarak Allah inancıyla ilgili sohbetlerde bize inanışla birlikte servis edilen hikayelerdir. Yani sohbet çok güzel gider ve birden bu hikaye ortaya atılıverir ve biz birden madde dünyada mümkün görmediğimiz bu hikayeyi özümsemekte kararsız kalırız. İçimiz ” hadi canım, bu kadar da değil” derken dışımızda ise “kabul etmezsem dinden çıkarmıyım, günah işlemiş olurmuyum acaba?” der ve çelişkimiz bizi güzel bir debelendirilir. İşin ilginç yanı hiçbirimiz “bunu nasıl açıklayabiliriz?” diye karşımızdaki bilgeye hiç sormadık. Cesaret edip sorsakta direk “Allah’ın işi yavrum” diye cevap aldık. Doğru Allah’ın işi onu bizde anladık ama nasıl? Neyseki biraz merak, araştırma ve karşılaştırma ile hakikate tam ulaşamasakta doyurucu bilgiye ulaşabiliriz.
1774 te Aziz Alphonsus ölüm döşeğinde olan 14. Papa Clemet’in yatağının ucunda görülmüştür. Fakat aslında O görüldüğü yere 4 günlük uzaklıktaki hücresinde kilitliydi.
Litvanyadaki özel bir kız okulunda 32 yaşındaki Fransız bir kadın öğretmen tahtaya bir şeyler yazarken öğrenciler aynı anda öğretmenlerini bahçede çiçek toplarken görmüşlerdir.
Alman şair Goethe, Drusenheim’a giderken ona doğru atla gelen benzerini görür. Fakat giyisiler farklıdır. Şair 8 yıl sonra aynı yolu geri döndüğünde gördüğü kişinin elbileselerinin üzerinde olduğunu farkeder ve o kişinin kendisi olduğunu anlar.
Bediüzzaman Saidi Nursi Emirdağ veya Afyon hapishanesi’nde yatarken, bir gece Konya’nın Ladik kasabasına Ahmed Ağa hazretlerinin yanında görülmüştür.
Hikayeleri çoğaltabiliriz. Fakat çoğaltmaktan ziyade konuyu irdelemek daha mantıklı olacaktır. Einstein’ın kuantum teorisini hepimiz biliyoruz. Bunun mümkün olması demek mekanı bükmemiz konusunda kapıları açacaktır elbet. ABD’de California Üniversitesi bilim adamları, aynı anda iki farklı enerji durumunda bulunabilen bir aygıt geliştirerek Albert Einstein’ın öncülerinden olduğu “kuantum teorisi”ni haklı çıkardı. Yılın buluşu kabul edilen aygıt, toz zerresi kadar küçük bir metal parçasını “mutlak sıfır” kabul edilen eksi 273 dereceye yakın bir sıcaklığa kadar soğutuyor ve enerjisini bir kuantum artırıyor. Madde, bu noktada günlük hayatımızda karşı karşıya olduğumuz Newton fiziğinin kurallarından çıkıp Einstein tarafından tanımlanan kuantum yasalarına göre hareket etmeye başlıyor. Saniyede 6 milyar kez titreşen madde, algılanabilir bir elektrik akımı yayıyor ve aynı anda hem yüksek, hem de alçak enerji düzeyinde varolabiliyor. Bu olayın bizi haklı çıkarabilecek bilimsel göstergesi. Bu şekilde kendi vücutlarında var olan enerji düzeyini dengeleyebilen insanların bedenlerini demateryalize etmesi mümkün olabiliyor. Bu zaman zaman istem dışı olarakta gerçekleşebiliyor. Yahut gelecek zamandan tetiklenen bir dedublümanın sonucu olabiliyor.
Birde işin manevi boyutlarıyla ispatlanması var ki bunun en kısa yolu Allah’ın sıfatlarını irdelemekten geçiyor. Konunun uzamaması için kısaca örnek verecek olursak olursak. Allah işitir, insan işitir. Allah görür, insan görür. tabiki Allah sınırsız işitir, görür, rahmetini sunar, celalini gösterir. İnsan kısmen işitir, kısmen görür, kısmen rahmetlidir vs. Yani Allah’ın sıfatlarının küçük nükteleri de insan da vardır. Peki Allah zamandan ve mekandan münezzehtir kuralının kısmen insan üzerindeki gerçekliği nedir? İşte bu da insanın sınırlı sayıda da olsa birden fazla mekanda bulunabileceğinin bir kanıtıdır. Tasavvufta buna Tayy-i Mekan demişler. İnsanın mekandan bükülmesi yani.
Ben hiç dedublüman yapmadım. Sanırım bu zamanın ruhu kirleten onca uyarıcılarıyla yapmam da zor görünüyor. Sadece olan hikayelerde geçen bir anda aynı yerde bulunabilmenin bilimsel ve mantıksal yönlerini merak ettiğimden küçük bir araştırma ile düşüncelerimi derledim. Ama işin “dedublüman yapabilseydim nasıl nereye yapardım” kısmını da düşünmek oldukça fantastik. Peki siz hiç kendinize sordunuz mu ? ” Tayy-i Mekan yapabilseydiniz bunu nerede kullanırdınız?
Yazı: Mücahit Onur Diril
İsimsiz için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et