Erdem Beyazıt; oğlum olursa adını Erdem koyma fikrini zihnime sokan yazardır. Erdem isminin anlamını derinlemesine hissettiğim karakteri ile karakterim arasında bağ kurmaya çalıştım hünerli bir şair. Erdem Beyazıt’ı Yedi Güzel Adam Dizisinden önce tanımıştım. Bu diziden önce severdim. Aşk Risalesi şiirini Youtube’dan yüzlerce kez dinlemişimdir eminim. ,
Erdem Beyazıt’ın Şiirler kitabı gerçekten içerisindeki şiirler ile dava adamı profilini net bir şekilde özetliyor. Öncelerin dava adamı olmak. Aynı zamanda şiirlerinde bunu harmanlamak ne güzel duygu olsa gerek. Bu duyguyu okurken ben hissediyor damarlarımda eskinin o keskin inancını hissedebiliyorum. Yaptığı her bir vurgu, satırların arasına gizlenmiş olan uyanış çağrıları, diriliş umudu her şey var bu kitapta.
Eğer şiirden hoşlanıyorsanız ve birazda muhafazakar bir kimliğe sahipseniz bu kitap tam bir başucu kitabınız olmalı. Son tahlilde herkese öneriyorum.
- Elleriniz kök salmış zamana
O inanmışlar çağının.
…
Zaman akar yer direnir gökyüzü kanat gerer
Siz ölümsüz çiçeği taşırsınız göğsünüzde
Karanlığın ormanında iman güneşidir gözünüz
Soluğunuz umutsuz ceylanların gözyaşına sünger.
…
Rahmet şarkısı söyler yağmurlar
…
Şimdi siz taşıyorsunuz müjdenin kurşun yükünü
Çatlayacak yalanın çelik kabuğu
Sizin bahçenizde bğyğyecek
Aşkın ve inancın güneş yüzlü çocuğu.
- Şehir soyunmuş diyor biri
Şehrin elbisesini çalmışlar.
…
Bir adam belki de en çok bir rüzgardır şimdi
Sisli yabancı gölge gibi gezgin bir rüzgar
Şehri bir yabancı gibi dolaşıyor
…
Akıl bir akreptir intihara hazır.
…
O en öksüz köşesine sığındığımız yalnızlığın
Yalnızlığın teselli çiçekleri üstümüze
Göçen son kuşların sedef gagalarından dökülür
Şehir bir mahşer gibi içimizde ölür.
- Ama sen uzaklardaydın ey kalbim Uzaklardaydın,
sevdiğim uzaklardaydı
Ayın yıldızların çağlayarak
Berrak şelaleler yaparak
Coşku içinde aktığı
Bir yerlerdeydi.
Hani bir gün bir çobana rastlamıştık
Adı Ferhat mıydı neydi
Koyunların, kuşların, böceklerin ve çiçeklerin
Sadakatten mest oldukları
Her birinin gözlerinde
Kaybolur gibi kayar gibi
Dalıp gittiğimiz o saadet evreni
Kayaların yüzlerinden okuduğumuz o ebedi bilinç
Bizi çekip almıştı kılcal damarlarımızdan
Yaslan göğsüme sevdiğim
Benim gönlüm gök gibidir açık deniz gibidir
Pas tutmaz benim içim yeryüzü gibidir
Toprak gibidir
Sen ki bulut gibisin
Ay gibisin güneş gibi bazen
Usul usul inen
Yağmur tıpırtılarını
Dinler gibi
Dalıp gitmiştik
Sen konuşuyordun
İpil ipil yağan bir yağmur gibi konuşuyordun
Onlar ki konuklarımızdı
Adları Keremdi,Yusuftu, Kaystı
Hepsi de ezelden tanıdıktı dosttu.
Bir yanıt yazın