ZAMANIN MAYASI, KARANLIĞIN ATEŞ BÖCEĞİ

mod avatarı

Konusu üzerine saatlerce tartışılabilecek, belki ciltlerce kitaplar yazılabilecek zaman meselesi hakkında hem yetersiz bilgim hem de sizin uzun yazılara tahammül katsayınızın düşük olması sebebiyle kısa bir yorum getirmek istedim. Bu isteğimi tetikleyen şey geçen günlerde okuduğum Tarihte yer edinmiş bir çok devleti 3-4 sayfa ile özetleyen kısa tarih çalışmasıydı. Aslında hikayesi ilginç fakat çok detaylandırmadan konuya giriş yapıyorum.

Zaman’ın tarih içinde düşünürler açısından nasıl yorumlandığına dair yaptığım kısa araştırmada size daha kısa bir tanım kümesi oluşturdum. Zaman; Aristoteles’e göre sürekli değişim, Thales’e göre doğanın düzeni, Herakleitos’a göre kader, Platon’a göre sonsuzluk, Farabi’ye göre hareket, İbn-i Sina’ya göre ilk ve son madde arasındaki süre ve Said Nursi’ye göre bir nehir, bir iptir(…belki günler adedince muntazam âlemleri zaman ipine asan…). Yazıyı akademik tarza mahkum etmemek için bu paragrafı burada kapatıp yeni paragrafta daha ilginç kavramlara, katılıp katılmayacağınızı merak ettiğim kendi düşüncelerim ile devam edeceğim.

Sizden kendi zamanımızdan ve kendi düşünce yapımızdan sıyrılıp daha ilkel, dünya yaşamının başlangıç noktasına gitmenizi, bakış açınızı buna göre derlemenizi istiyorum. Dünyamızın başlangıç noktasında teknoloji ya da ateş yokken sadece gündüz ve gece vardı. Güneşin doğması ile küçük mavi küremizin bir yanı aydınlık oluyor ve bu kürenin tam bir turu tamamlamak için yaptığı kendi ekseni etrafında dönüş hareketi ile yavaş yavaş karanlığa gömülüyordu. Aydınlık ile başlayan gün karanlık ile bitiş noktasına yaklaşıyordu. Bir gün, evet sadece bir(1) gün. Burada karanlık içinde doğanın kendi içinde barındırdığı cılız ışık canlılarını (Örneğin; Ateş Böceği, Fener Balığı) unutmayalım. Son paragrafta onlar işimize yaracak.

Peki dünyanın var oluşundan bu yana günümüze kadar gelinen tahmini 4 milyar yılı bu başlangıçtaki bir güne benzetmenizi istesem? Evet, dört milyar yılın özetini bir gün olarak düşünün. Günün ortası, belki akşama doğru, belki de günün sonuna yaklaşmış bir dünya yaşamı. Küçük mavi küremiz henüz daha ilk yıllarında, en doğal ve temiz hali ile olağanca aydınlık bir gezegen iken ilerleyen yaşı ile birlikte içinde barındırdığı insan canlısının her geçen zamanda daha kötüye gitmesi ile karanlığa doğru yol almış durumda.

Bana göre tam gün batımındayız. Okuduğum kısa tarih kitabında onlarca devletlerin hikayeleri hep aynıydı. Onlarda aynen gün gibi önce aydınlık olup doğuyor, sonra karanlığın yavaş yavaş aydınlığı ele geçirmesi ile yani kötülükler ile tamamen geceye bürünüp ölüyorlar. Her devletin, her krallığın, her imparatorluğun hikayesi hep aynı. Çoğunun 400 yıllık tarihleri 3-4 sayfada özetlenebiliyordu. Bahsetiğim bu devletleri barındıran dünyanın da hikayesi çok farklı değil aslında. Karanlık yavaş yavaş üzerine çöküp gece ile son bulacak aydınlığı. Tekrar zihninizde canlandırmanızı istiyorum, 4 Milyar yıl eşittir bir gün. Tam bir gün bile değil günün içindeyiz hala.

Peki Ya İnsan? İnsanlık ne durumda? İnsanlık, kendisini içinde barındıran dünyadan önce karanlığa gömüleceğinden belki de günün sonuna yaklaşıyor. Şöyle bir iki adım geriye çıkıp insanlığa bakınca da aslında karanlığın çoktan çöktüğü rahatça anlaşılabiliyor. İnsan, apaydınlık bir ışık ile doğdu. Fakat, kendisinden sonra gelen her nesilde bu ışığa bir karanlık eklendi. Aydınlık uzun bir süre karanlığa galip gelmiş olsa da geçen sürede biraz daha karanlığa büründü ve geceye erişti. Bu zaman karanlık, insanlık her alanda sınıfta kalıyor. Binlerce örnek verilebilir. Geceye esir, günün sonunu bekliyor.

Nihayetinde size her gecenin bir de sabahı vardır deyip bir yeniden doğuş hikayesi ile konuyu taçlandırmayacağım. Mutlak o sabah vardır fakat biz şu an karanlıktayız. Ve maalesef, muhtemelen en dibi yani zifiri karanlığı da görmeden aydınlık geliyor diyemeyeceğiz. Bu yazıdan son tahlilde bize verebileceğim tavsiye ilk paragrafta bahsettiğim ve örneğini verdiğim doğal, cılız ışık kaynakları. Lafı dolandırmaya gerek yok. Karanlık içindeyiz bu bir gerçek ama ne yapabiliriz sorusunun cevabı ise belki bir ateş böceği olup karanlık içinde kendi aydınlığımızı oluşturmaktadır.

Loading

Tagged in :

mod avatarı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir